Antigoni Restaurant Burgazada

Burgazada

Adaya ilk ayak basacağınız yer vapur ve deniz otobüsleri iskelelerinin bulunduğu iskele meydanıdır (tabii bir tekne ile gelmiyorsanız) burada sizi sahil'in sağ tarafına sıralanmış çay bahçeleri,kafeteryalar ve birkaç meyhane karşılayacaktır.

Tarihi Mekanlar

Aslında ilk görmeniz gereken yerlerden biri(birazcıkta olsa tarihle ilgileniyorsanız yani) aziz Methodios'un hapsedildiği zindanın bulunduğu kilisedir. Bunun haricinde üç kilise, iki manastır ve ayazma vardır. Tarihi çok uzun yıllar öncesine dayanan bu yapıları görmek ve tarihi gözünüzün önüne getirebilmek adına buralarıda gezmenizi tavsiye ederiz. Adamızda ayrıca cami, havra ve cem evi'de bulunduğunu söylersek ne kadar kozmopolit bir yer olduğunu da anlatmış oluruz sanırım.

Aghios İoannes Prodromos,(Aya Yani) Kilisesi, Aziz Vaftizci Yahya'ya adanmış kilise, Bu kilisenin yerindeki ilk kilisenin imparator Teophilos'un (829-842) karısı imparoteriçe Theodora tarafından Burgazada'sının ünlü sürgünü din adamı Methodius'un mahkum edildiği hücrenin üstüne inşa ettirilmiştir. Bu kilise İstanbul'un Fethi sırasında fazlaca hasar görmüş, 1759'da onarılmıştır. Bir kitabeye göre 1817'de tekrar tamir görmüştür. 10 temmuz 1894 depreminde kilise kullanılamayacak kadar harap oldu. Yenisi 1896 yılında inşa edilmiştir. Bugün Burgazada'sındaki rum halkın kullandığı cemaat kilisesidir. Kiliseye güney tarafındaki narteks bölümden girilir. Narteksin sağ ve solundaki iki sütunlu, kemerli birer kapıdan girilen 2 hacim vardır.Soldaki hacimden 11 basamaklı dar bir merdivenle küçük bir hücreye inilir. Methodius'un mahkum edildiği hücre burasıdır.Narteksin sağındaki bölmeden ise merdivenlerle üst kata, esas kilise bölümüne açılan galeriye çıkılır. Orta nef Aghios İoannes'e, sağ yan nef Hagia Paraskevi'ye sol yan nef de Hagios Ayazoni'ye adanmıştır. Hz. İsa, Hz. Meryem ve çeşitli azizlerin, Yedikule Balıklı ayazmasının ikolanaları ile süslüdür. İkonostasis, ambon ve despot tahtının zengin bir ahşap işçiliği vardır. Christos (Metamorfosis) Manastırı, Geçen yy'ın ortalarında Ada'nın tepesinde Büyük ve eski bir kilise ile manastırın ve kulenin kalıntıları görünüyormuş. Son zamanlarda bulunan bir belgeye göre bu harabeler 1603 yılında yapılan manastırdan kalmadır. Çünkü aslı İmparator Makedonyalı Vasil (Basileios) tarafından 865-866 yılları arasında yaptırılmış olan manastır, IV Murat zamanında sultanın emriyle burada yapılan ayinler sırasında yakılan ateşlerin İstanbul'da yangın var endişesiyle telaş yarattığı gerekçesiyle yıkılmıştır. Geçen yy.'da burada İmparator I. Aleksios Komnenos (1081-1118) devrine ait altın sikkeler bulunmuştur. 1828 Yunan İhtilalinde elebaşılık yapmış olan Burgazadalı H. Hurmuzis (1869-1882), bu manastırın kalıntıları ile buraya bir ev yaparak aynı yerde bir şapel inşa etmiş birde okul açmaya çalışmıştır. Devrin Padişahlarından yardım da sağlayan Hurmuzis, şapeli eski kilisenin enkazı ile yapmıştır. 1869'da Burgazadası ile ilgili olarak "I Nesos Antigoni" isimli birde monografi yazmış, ölümünden sonra kilisenin yanına gömülmüştür. Buradaki eski kalıntılarıyla birlikte sonradan yapılan kiliseyi de gezebilirsiniz, ayrıca hemen yanında Rum mezarlığı bulunmaktadır.

Aya Yorgi(Aghios Gheorghios) manastırı ve Kilisesi, 19. yüzyıl yapısı olan bu kilise üççanıyla meşhurdur. Adanın batısında, arkası gittikçe Yükselen bir yamaçta, Cennet Yolu'nun altındadır. Manastır daha aşağıda yamaçta olup dikdörtgen planlı biri bodrum olmak üzere 3 kattan meydana gelen taş bir binadır. Koridor üzerine sıralanmış odalardan oluşan diğer manastırların aksine 7 ayrı kapıdan girilen bölümlerden oluşur. Her bölüm kendi içinde birer merdivenle üst kata bağlanır. Bodrum katı çamaşırlıktır. XVII. yy'da yapıldığı sanılan bu manastırın büyük bir kısmı 1920-1923 yıllarında beyaz rus göçmenleri tarafından kullanıldığı sırada yanmıştır. Manastırdan daha yukarıda, yolun hemen altındaki çam ağaçlarıyla kaplı düzlükte bulunan kilise haçvari planlıdır. Manastırla birlikte yapıldığı tahmin edilmektedir. Orta açıklıkta 4 kare sütuna oturan bir kubbe ile örtülüdür. Kubbeye pandantiflerle geçilmektedir. Köşe açıklıklar 4 küçük kubbe ile ara açıklıklar ise beşik tonozla örtülüdür. Kubbede 12 pencere vardır. Girişte basit bir narteks bulunur. Gerek Narteks gerekse kilise duvar resimleri ve ikonalarla süslüdür. İkonaların bir kısmı gümüş kabartmalı, despot tahtı ahşap oymalıdır. Bizans zamanındaki ilk kilise daha aşağıda bulunmaktaymış. Pek harap olduğundan yıktırılmış yerine( muhtemelen manastır ile birlikte) yeni bir kilise, bu ikinci kilisede 1894 depreminde yıkılınca 1897 de şimdiki kilise inşa edilmiştir. Şimdi manastır adasa sayıları gittikçe azalan Rum vatandaşlar tarafından ev olarak kullanılmaktadır.

Sankt Georg Manastırı ve Kilisesi, Avusturyalı Katoliklerin yönetiminde olup Avusturya lisesine ait külliyenin bir bölümüdür. manastırı da vardır. Adada bir çok eski rum evlerine ve tarihi tahta binalara da gezdiğiniz her yerde rastlayabilirsiniz. Adanın tek müzesi hayatının son yıllarını adada geçirmiş ünlü öykücümüz Sait Faik Abasıyanık'ın evidir.

Doğal yerler

Adanın bir çok kısmı sadece doğaya aittir. Adanın her tarafında denize girmek mümkündür. Adanın denizi İstanbul'un az kalmış son temiz yerlerinden biridir. Bunun yanında orman bakımındanda en zengin adalardan biridir. Denize girmek için Çamakya, Arka Koy, Ön koy ve Kalpazan kaya kullanılabilir. Bu yerlerin hiç biri paralı değildir. Adada bir fayton gezintiside yapmanız mümkündür. Kalpazan Kayaya faytonla giderken çok güzel bir doğayı seyretmek imkanı bulabilirsiniz. Adanın etrafında tam bir tur atmanız imkansızdır.Çünkü adanın arka kısmı uçurumdur. Islanmayı göze alırsanız sahilden tam bir ada turuda maceralı olabilir. Adanın en güzel yerlerinden biride Bayrak Tepesi'dir. Güzel bir ormanın içinden geçerek adanın en tepesine ulaşırsınız ve eşsiz manzarayı seyredersiniz. Ayrıca Adada iki tane klübümüz var, bunlardan ilki Türkiye'de su sporlarına uzun yıllardır hizmet veren Adalar Su Sporları Klübü, diğeride Burgazada Deniz Klübüdür.

Adada Hayat

Adaya insanlar üç faklı amaç için gelirler. Bunların birincisi yaz kış devamlı adada hayatını geçirenler, ikincisi sadece yazın adaya gelenler, üçüncüsü ise günü birlik adaya gelenlerdir. Yazın adaya günü birlik gelenlerin sayısı oldukça fazladır. İstanbul'dan ulaşım kolaylığı, temiz denizi ve doğası sebebiyle oldukça tercih edilen yerlerdendir. Ama gerçekten adayı seviyor veya tanımak istiyorsanız ilkbahar ve sonbahar ayları en müsait mevsimlerdir. Yaz aylarının kuru kalabalığı yoktur. Adanın gerçek sessiz ve dinlendirici ortamını bulabilirsiniz. Yaz boyunca adada kalanlar ise yine İstanbul'dan kolay ulaşımı ve sessiz ortamını tercih ettikleri için gelirler. Yaz kış kalanlar ise ya işleri burada olduğu için veya gerçekten adayı sevdikleri için kalırlar. Adada zaman mefhumu yoktur. Burada zaman bir şeylere bağlı olmadan geçer. Gerçek özgürlüğün zaman sorunu olmadan ortaya çıkacağını öğrenirsiniz. Adada' nın kışlıkçısı genel olarak esnaflardan, adada çalışanlardan ve şehir hayatından kaçmış insanlardan oluşur. Bu insanlar fazla paraları olmasada başka bir yerde olamayacak kadar rahat yaşarlar. Gündüz bir iki tur atmak, kahvede bir iki parti kağıt oyunu oynamak, gece oluncada biraz içki içmek çok eğlenceli olur. Tekneyle gezinti yapmak, balığa gitmek, deniz kıyısında veya evlerin bahçelerinde mangal yapmak, tepeye çıkmak, top oynamak, denize girmek genelde yapılan aktivitelerdir.

Ormanlarda ve denizde bir çok doğal hayatta vardır. Nesilleri çok azalmış olsada şu balıkları adada yakalamak mümkündür: Çinakop, Lüfer, İstavrit, İzmarit, Mezgit, Kırlangıç, Kaya, İskorpit, Gelincik, Lapin, Gümüş, Eşkina, İspari, Karagöz, Levrek, Kalkan, Vatoz, Sardalye, Hamsi, Zargana, Kefal, Palamut gibi.

© Copyright 2007 - 2010 antigonirestaurant.com | e-posta : bilgi@antigonirestaurant.com | Telefon : (0216) 381 28 47